İklim değişikliği ve gürültü balıklarda üremeyi etkiliyor

İklim değişikliği ile deniz suyu sıcaklıklarındaki artış, çözünmüş oksijen seviyelerinde azalmaya ve suyun kimyasal özelliklerindeki değişikliklere neden olur. Bu sadece fiziksel çevreyi değil, aynı zamanda deniz canlılarının hayati faaliyetlerini yakından ilgilendiren akustik koşulları doğrudan etkiler.
Katı ekolojide çalışan sosyo -akustik bir uzman olan Ipek Oskay, insan kaynaklı baskıların denizlerde doğal akustik düzeni nasıl etkilediğini ortaya koymaya çalışıyor.
Oskay, çalışmalarının biyoloji ve akustik bilimin atmosferik, mekanik ve indüklenen ve insanın ekosistem sesleri üzerindeki etkilerini kestiği ve incelediği disiplinlerarası bir alana odaklandığını söyledi.
Oskay, sesler ve insan davranışları arasındaki ilişkiyi ekosistemle anlamadan tüm doğayı anlamanın mümkün olmadığını ifade etti, “Denizlerin çoğu 200 metreden sonra tamamen karanlık.
Oskay, suda ses, hava hareketlerinden 4-5 kat daha hızlı, bu durumu etkileyen faktörler olarak pH’ın sıcaklığı, tuzluluk ve değişkenleri.
Oskay, balıkların kemikleri ovalayarak veya hava yastıklarındaki kasları titreştirerek ses ürettiğini açıkladı.
“Karides ve ıstakoz antenlerinde benzer tüylerle titreşimleri tespit eder.
Sualtı seslerinin Mercan’ın restorasyon çalışmalarında temel bir rol oynadığını vurgulayan Oskay, mercan larvalarının kuracağı alanı seçerken akustik sinyallerden yararlandıklarını bildirdi.
Gürültü ve iklim değişikliğinin doğrudan üreme ile ilişkili olduğunu vurgulayarak Oskay şunları söyledi: “Deniz altındaki ses ortamı kırıldığında, balıklar ses sinyallerini yanlış anlayabilir, avcıların ve çiftleşme davranışlarının olumsuz etkilenmesinden kaçınabilir. Bu, nüfusun dengesinde ciddi sonuçlar doğurabilir. Ses, havadan daha hızlı olabilir ve sesin kırıldığı düşünülebilir.
Oskay, sıcaklık, tuzluluk ve deniz suyundaki pH değişikliklerinin ses hareketini etkilediğini ve canlıların bu değişikliklere uyum sağlamaya çalıştığını, ancak iklim değişikliğinin etkilerinin çok hızlı bir şekilde gerçekleştiğini ve bu durumun canlıların yönü bulmasını zorlaştırdığını söyledi. Oskay şu şekilde devam etti:
“İklim değişikliği ile deniz suyu ısınıyor, bazı bölgelerde tuzluluk artar ve bazı bölgelerde pH dengesi değişir. Su tuzluluğunun tuzluluğu arttığında, ses daha hızlı hareket eder, pH değiştiğinde, tuzluluk dengesi değişir ve ses algılanmasını sağlar.
“Sualtı Boğazını dinleyin”
Marmara Denizi’nde ciddi sualtı gürültüsü olduğunu belirten Oskay, gemilerin bazı bölgelerde saatte 20 kilometre hıza gitmesinin deniz canlılarına büyük bir avantaj sağlayacağını söyledi.
Oskay sözlerini aşağıdaki gibi tamamladı:
“Boğaz çok güzeldir, ancak sualtı gürültüsünü duyarsanız, yaşamayın. Trafikteki aynı kaos deniz yaratıkları için de geçerlidir. Balıkların üreme dönemlerinde İstanbul gibi bölgelerde yapılmalıdır. Teknolojik çözümler mümkündür, hava kabarcıkları mümkündür. Çözüm, yavaş ve değişiklik gibi ölçümlerden elde edilebilir.”